E-Devletten Çocuğuma Adli Sicil Kaydı Nasıl Alınır?
Bursa’da beyaz yaka bir işte çalışıyorum. Hafta içi plazanın camından Uludağ’a bakıp dünya gündemini takip eden, hafta sonu aileyle oturup “şu belge nereden alınır” muhabbetine giren klasik bir 26 yaş profili diyebilirim. Geçenlerde bir arkadaş grubunda konu açıldı: “Okul için, spor kulübü için, yurtdışı başvurusu için… E-devletten çocuğuma adli sicil kaydı nasıl alınır?” Soru basit gibi ama içine girince hem Türkiye’ye hem de dünyaya dair ilginç farklar çıkıyor.
Adli Sicil Kaydı Meselesi Neden Bu Kadar Gündemde?
Türkiye’de belge işleri hayatın bir parçası. Bir başvuru yapıyorsun, senden bir şey daha istiyorlar. Çocuk söz konusu olunca insan ister istemez daha hassas oluyor. “Benim çocuğumun kaydı olur mu?”, “Bunu kimler görebilir?” gibi sorular havada uçuşuyor.
Dünyaya baktığında da durum çok farklı değil. Almanya’da “Führungszeugnis”, İngiltere’de “DBS Check”, ABD’de ise “criminal background check” gibi sistemler var. Ama çocuklar söz konusu olduğunda çoğu ülkede yaklaşım benzer: Koruyucu ve sınırlı.
E-Devletten Çocuğuma Adli Sicil Kaydı Nasıl Alınır? Türkiye’de Durum
Önce net bir noktayı koyalım. Türkiye’de 18 yaşından küçük çocuklar için klasik anlamda bir adli sicil kaydı paylaşımı yapılmıyor. Yani yetişkinlerde olduğu gibi “şu suçtan kaydı vardır” şeklinde bir belge söz konusu değil. Bu aslında çocuğun yüksek yararını korumaya yönelik bir yaklaşım.
E-devletten çocuğuma adli sicil kaydı nasıl alınır sorusu genelde şu ihtiyaçlardan doğuyor: okul kaydı, spor lisansı, yurtdışı eğitim programı. Bu durumlarda sistem, ebeveynin talebiyle çocuğa ait “adli sicil kaydı bulunmadığına” dair bir belge üretilebiliyor.
E-Devlet kapısına kendi bilgilerinizle giriş yaptıktan sonra, çocuğunuz üzerinizde kayıtlıysa ilgili hizmetler otomatik olarak görünüyor. Burada önemli olan nokta şu: Bu işlemi sadece yasal temsilci, yani anne ya da baba yapabiliyor. Bursa’da nüfus müdürlüğünde çalışan bir tanıdığımın dediği gibi, “Sistem çocuk için değil, çocuğu korumak için çalışıyor.”
Pratikte Nasıl İşliyor?
E-devletten çocuğuma adli sicil kaydı nasıl alınır diye düşünenlerin çoğu, aslında birkaç dakikalık bir işlemle karşılaşıyor. Sistem, çocuğun yaşını ve hukuki durumunu kontrol ediyor, ardından “kayıt yoktur” ibaresiyle bir belge oluşturuyor. Bu belge PDF olarak indirilebiliyor ve çoğu kurum tarafından kabul ediliyor.
Diğer Ülkelerde Çocuklar İçin Adli Kayıt Nasıl Ele Alınıyor?
İngiltere’de yaşayan bir arkadaşım var. Orada çocuklar için bireysel bir “criminal record” belgesi almak neredeyse imkânsız. Daha çok yetişkinlerin, çocuklarla çalışacakları zaman aldıkları belgeler var. Yani odak çocukta değil, çocuğa temas eden yetişkinde.
İskandinav ülkelerinde yaklaşım daha da katı. Çocuğun adının herhangi bir resmi suç belgesinde geçmesi bile ciddi hukuki sınırlamalara tabi. Türkiye’nin bu konuda Avrupa’ya yakın bir çizgide olduğunu söylemek yanlış olmaz.
ABD ise biraz daha karmaşık. Eyaletten eyalete değişiyor ama genel olarak çocukların kayıtları çok sıkı şekilde gizli tutuluyor. Çoğu zaman mahkeme kararı olmadan erişim mümkün değil.
Kültürel Farklar Aynı Soruyu Nasıl Değiştiriyor?
Aslında E-devletten çocuğuma adli sicil kaydı nasıl alınır sorusu, biraz da kültürle ilgili. Türkiye’de belge görmek istiyoruz; kağıt olsun, PDF olsun, elimizde dursun. Almanya’da sistem daha çok kurumlar arası çalışıyor, birey belge taşımıyor. İngiltere’de ise “gerekmedikçe sorma” yaklaşımı var.
Bursa’da yaşayan biri olarak şunu gözlemliyorum: Aileler artık hem daha bilinçli hem de daha tedirgin. Dijital sistemler işimizi kolaylaştırıyor ama “acaba yanlış bir şey mi yapıyorum?” kaygısı da bitmiyor.
Son Bir Arkadaş Tavsiyesi
E-devletten çocuğuma adli sicil kaydı nasıl alınır diye araştırıyorsan, önce gerçekten bu belgenin istenip istenmediğini sor. Çünkü çoğu zaman kurumlar alışkanlıktan talep ediyor ama yasal olarak zorunlu olmayabiliyor. Gerekliyse de, sistem zaten seni yönlendiriyor.
Dünyanın neresinde olursak olalım, çocuk söz konusu olduğunda ortak bir nokta var: Onları korumak. Türkiye’deki sistemin de, başka ülkelerdeki uygulamaların da temelinde bu var. Gerisi biraz bürokrasi, biraz alışkanlık, biraz da bizim “her şeyi garantiye alalım” refleksimiz.